bosphorus bridge
2005/07/31
wallpapers (resmin üzerine tıklayın) |
posted by gildorx @ 7/31/2005 06:54:00 ÖS,
No comment,
Web Standartlarının Geliştirilmesi Üzerine
31.07.2005 18:27 - Sanalbellek blog sitesinin yazarı Mert Derman; başarılı bir şekilde bir araya toplanmış bilgi ve bağlantılardan oluşan Roger Johansson’un Developing With Web Standards makalesini Türkçe’ye çevirmiş. Böylece bu konuyla ilgilenmek isteyenlere başlangıç olabilecek Türkçe bir döküman ortaya çıkmış. Çeviriye doğrudan sitedeki sayfasından erişebilirsiniz. Ayrıca Roger Johansson da kendi sitesinde makalenin Türkçe çevirisini yayınladı. İkincisi kaynağıyla aynı stilde olduğundan okumaya daha elverişli.
posted by gildorx @ 7/31/2005 06:27:00 ÖS,
No comment,
Tarihin En Büyük Gizli Servisi: Google
31.07.2005 15:39 - Google, tüm internet kullanıcılarının faaliyetlerini saklayan, dünya tarihinde hiç görüşmemiş dev bir veritabanı. Ancak, buraya yapılacak hacker saldırıları da aynı oranda internete güveni sarsabilir. Google 1998’de arama motoru olarak başlamıştı, şimdi ise e-posta ve blog servisi, e-ödeme özelliği ve dijital kütüphanesi ile internet içinde kendine ayrı bir dünya yarattı. Kullanıcılar bu servisleri kullanırken kendilerine ait birçok kişisel bilgiyi bilgisayada giriyor. Aranan sözcükler, okunan kitaplar, yapılan alışverişler Google’ın dev veritabanında saklanıyor. Google arama motoru ve buna bağlı diğer servisler kullanıcının önceki aramalarına göre yeni aramaları kişiselleştiriyor. Ancak, kişisel bilgilerin internete teslim edilmesi ne kadar sağlıklı? Kullanıcılar diğer şirketlerden farklı olarak Google’a karşı oldukça olumlu yaklaşsa da, şirketin hızla yeni alanlara yayılması ve bireylerin internet kullanımları hakkında geniş bir bilgi hazinesine sahip olması kimi çevrelerde şüpheyle karşılanıyor. Durumu “Pek çok kişisel bilginin tek bir sepette toplanması” şeklinde değerlendiren ABD’de bilgi güvenliği kuruluşu Electronic Privacy Information Center (Elektronik Özel Alan Bilgi Merkezi) danışmanı Chris Hoofnagle, “Google, özel alanla ilgili internetteki en büyük risk olmaya başladı” diyor. Mesele Google’ın elindeki veritabanını kötüye kullanacağı şüphesi değil. Asıl sorun, bu veritabanına dışardan hacker’ların sızabilme ihtimali. Google en güçlü kurumsal korumalardan birine sahip, hatta Microsoft, Amazon ve Yahoo’dan çok daha güvenilir. Ancak, dijital kod kırma eylemlerinde hiçbir güvenlik önlemi yüzde yüz garanti vermiyor. Bir diğer olasılık ise, şirket içinden kötü niyetli çalışanların veritabanına girerek bilgi sızdırması. Son olarak ise, hukuk soruşturmalarında devlet yetkililerinin internet arşivlerine girmesi. Özellikle ABD’de terör olaylarından sonra FBI’ın soruşturmaları ile benzer şikayetler ortaya çıkmıştı. Google otomatik olarak her bir aramanın kaydını tutuyor, yapılan arama ile kullanıcının internet adresini eşleştiriyor. Bu eşleştirmeler veritabanında sonsuza dek saklanabiliyor, çünkü bilgiyi dijital olarak saklamak fiziksel saklamaya göre oldukça ucuz. Google’da bir serviste kullanılan kişisel bir veriyi diğer servislerine de transfer edebiliyor. Bu verilerin bir bölümü reklamverenlerle belli gizlilik anlaşmaları uyarınca paylaşılabiliyor. Google gelecek yıllarda tüm internet kullanıcılarının faaliyetlerini saklayan, dünya tarihinde hiç görülmemiş dev bir veritabanına dönüşecek. Bu bilgilerin saklanması şirket büyük sorumluluk yükleyecek, hacker’ların veya içerden çalışanların sızması hem şirketin hem de internete güvenin sarsılmasına neden olabileceği belirtiliyor. Kaynak : Sağdan soldan...
posted by gildorx @ 7/31/2005 03:39:00 ÖS,
No comment,
Türk Telekom Genel Müdürünün Elektronik Postalarını Kim Okudu?
2005/07/30
30.07.2005 12:38 - Türk Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan, kendisine ait elektronik posta (e-mail) kutusuna gizlice girildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılığın başlattığı soruşturmada, e-mail kutusuna gizli giriş yapan IP (internet protokol) numarasının, TBMM Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu üyesi olan AKP Amasya Milletvekili Hamza Albayrak'ın oğlu Emre Albayrak'a ait olduğu ortaya çıktı. Milliyet'in aldığı bilgiye göre, Ekinalan, bir süre önce kendisine ait e-mail kutusu ve hesabına yabancı bir kişinin giriş yaparak gizlice elektronik mesajlarını okuduğunun farkına vardı. Bunun üzerine Ekinalan, olayın ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ekinalan dilekçesinde, 3 Nisan-26 Mayıs tarihleri arasında mail hesabına giren IP adresinin tespit edilmesini istedi. Başsavcılık, Ekinalan'ın suç duyurusu üzerine hazırlık soruşturması başlattı. Soruşturma kapsamında suç tarihleri arasında Ekinalan'ın adresine giren 2 adet IP numarası tespit edildi. Bulunan ilk IP numarası üzerinde yapılan araştırma, Ekinalan'ın mail adresine nereden girildiğinin tespit edilememesi üzerine takipsizlikle sonuçlandı.
İkinci adres Albayrak'a ait: İkinci IP adresinin, bilişim sektöründeki bir firmada üst düzey yönetici olan, "Yolsuzlukların Sebepleri, Ekonomik ve Sosyal Boyutlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu" üyesi Hamza Albayrak'ın oğlu Emre Albayrak'a ait olduğu belirlendi. Bunun üzerine Emre Albayrak'ın ifadesine başvuruldu. Albayrak, "sırrın mahsumiyetini ihlal" ve "izinsiz olarak e-mail okumak" suçlarını işlediği iddiasıyla başlatılan soruşturma çerçevesinde verdiği ifadede, Ekinalan'ın illegal yollardan kendisine ait IP numarasını tespit ettirdiğini öne sürdü. Albayrak, "Babam Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkan Vekilliği yaptı. Ekinalan'ın yolsuzluklarını ortaya çıkardı diye bunları yaptı" diyerek, Ekinalan'dan şikâyetçi oldu. Çalıştığı şirketin kullandığı IP numarasının Türk Telekom tarafından verildiğini belirten Albayrak, "Telekom'da kayıtlı bu numaram kullanılarak Ekinalan'ın hesabına girilmiş de olabilir. Ben olsam neden kendi çalıştığım şirketten bağlantı kurayım ki? Giderim bir internet kafeden girerim" dedi.
Kaynak : Kuyrukta beklerken başkalarının sıralarını hile ile ele geçirmek...
posted by gildorx @ 7/30/2005 12:38:00 ÖS,
No comment,
ADSL Kotanızı Firefox Eklentisi İle Öğrenin
2005/07/29
29.07.2005 17:39 - Sınırlı ADSL kullanıcılarının kotalarının neresinde olduklarını öğrenebilmeleri için geliştirilmiş bir Firefox eklentisi MiniMeter Mozilla kullananların hizmetine sunuldu. Sitedeki bilgilere göre Ethem Tolga ve Serkan sözkonusu eklentinin yazarı ile bağlantıya geçmiş ve kendisine eklentinin TTNet'e uyarlanması için yardımcı olmuş. Başarılı uygulamayı sınırsız DSL kullanıcıları da keyifle kullanabilir. Özellikle kotalı ADSL abonelerinin vazgeçilmez eklentisi olacağı kesin gözüküyor. Bu arada hala tarayıcıda özgür yazılıma geçmemiş olanlar aşağıdaki linklerden indirebilir. (Şu an itibariyle internetten Mozilla Firefox indirenlerin sayısı : 76,239,787)
Windows'ta çalışan FIREFOX (4.6 MB)
Linux'ta çalışan FIREFOX (8.2 MB)
Macintosh'ta çalışan FIREFOX (8.7 MB)
posted by gildorx @ 7/29/2005 05:39:00 ÖS,
No comment,
Üç Hacker'dan Trilyonluk Vurgun
2005/07/24
24.07.2005 13:02
10 bin mudinin hesabına girdiler
İzmir'de bir emekli vatandaşın bankadaki hesabından 98 YTL'sinin (98 milyon lira) kaybolduğunu bildirmesi üzerine polis harekete geçti. Paranın Antalya'da B.B. adlı kişiye aktarıldığı anlaşıldı. Antalya ve İstanbul Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıklarının yürüttüğü ve 'Olta' adını verilen operasyon kapsamında 18 yaşındaki hacker B.B.'nin Antalya'da beş yıldızlı bir otelde kaldığı tespit edildi. Otele düzenlenen baskında B.B. ile birlikte G.A. (47), S.T. (29), K.A. (42), M.D. (30) ve R.Ç. (38) adlı kişiler gözaltına alındı. Polis, bu kişilerin verdiği ifadeler doğrultusunda İstanbul'da yakaladığı çetenin diğer üyeleri B.F.D. ile O.C.G.'yi Antalya'ya getirdi.
Sekiz kişilik çetenin üyesi üç genç hacker B.B., B.F.D. ve O.C.G.'nin banka şube yöneticilerinin şifrelerini kırarak yaklaşık 10 bin mudinin hesabına girdikleri anlaşıldı. Hackerların mudilerin hesaplarından çektikleri yaklaşık 1 milyon YTL'yi çetenin diğer 5 üyesinin hesaplarına aktardıkları öğrenildi. Bir üniversitenin bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan hacker B.B.'nin, 5 yaşından beri bilgisayar kullandığı ve her türlü şifreyi 10 saniye gibi kısa sürede kırdığı bilgisi, polisi bile şaşırttı. Polisteki sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan zanlılar, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Adım adım soygun
Banka yöneticilerinin şifrelerini kıran hackerlar, mudilerin hesaplarına bankaya ait web sayfasının benzerini gönderiyor ve bilgilerin güncellenmesini istiyor. Maile tıklayan mudi bankanın web sitesine değil hackerların tuzağına düşmüş oluyor. Hacker hesaptaki parayı bir başka hesaba aktarıyor. Polis hackerların mudilerin ismine 'şifrenizin süresi doldu', 'hediye kazandınız' ya da 'bilgilerinizi güncelleyin' şeklinde mail gönderdiğini söyledi. Zanlılarla birlikte çok sayıda kişiye ait internet bankacılığı şifresi ve kredi kartı bilgisi ele geçti.
posted by gildorx @ 7/24/2005 01:02:00 ÖS,
No comment,
Google, Harita Hizmetine "Ayı" Da Ekledi
24.07.2005 02:42 - Dünyanın en büyük arama motoru Google, harita hizmetine ay yüzeyini de ekledi. Google Moon hizmeti, ''Google Maps'' gibi en yakındaki lokanta veya kullanılacak yolları göstermemesine karşın, ay yüzeyine ''zoom'' yapılmasına ve etrafa bakılmasına olanak sağlıyor. http://moon.google.com adresinde başlatılan yeni hizmet sayesinde, 6 Apollo uçuşunun indiği yerleri de görmek mümkün oluyor. Bu yeni hizmetin, Google'ın ''Maps'' ve ''Earth'' gibi diğer hizmetleriyle birlikte özellikle öğrenim çağındakilerin ilgisini çekeceği sanılıyor.
Kaynak : güvenilir kaynaklardan süzülmüştür...
posted by gildorx @ 7/24/2005 02:42:00 ÖÖ,
No comment,
Yıldızımdan ayrılmak üzerine...
2005/07/23
[---Bu yazı Yıldız Teknik Üniversitesi için yazılmış olup her hakkı saklıdır---]
Okul bitince bir iş bulucaz, bir evimiz olacak, evlenicez ve bu yaşadıklarımız birer hatıra kaydı olarak beynimizin ıssız bir köşesinde unutulmaya bırakılacak. içindeki çocuğu öldüren kimileri bu hatıraları silecek; kimileri ise sadece uğramak zorunda olanların bildiği bir yol üstü lokantasının camından karanlığa bakıp ince belli bardağından çayını yudumlarken yadedecek belki biraz gülümseyecek... siz siz olun içinizdeki çocuğu ve içinizdeki sorunlara duyarlı üniversiteliyi öldürmeyin.
Not: bu satırların sahibi; uzun öğrencilik hayatının son haftalarında yaz okulunda son dersini vermeye çalışan biridir.
--umberto saatine son kez bakar, yeni maceralarda başrol oynamak için atına binip batmaya başlayan güneşe doğru atını sakince sürerken mırıldanır...
I'm a long long way from home
And this poor lonesome cowboy
Has got a long long way to roam
Over mountains over prairies
From dawn till day is done
My horse and me keep riding
Into the setting sun..........
»»»»»»»»» gönderen umbertoecho | » 22.07.2005.05.28 | 274 kez görüntülendi.»»»»»»»»
Kaynak : www.yildizz.com/dir.asp
posted by gildorx @ 7/23/2005 01:38:00 ÖÖ,
1 comment,
100 Dolara Her Öğrenciye Bir Laptop Projesi Hazır!
2005/07/22
GİZLİ PROBLEM
İlk bakışta pahalı görünse de aslında öğretim malzemelerinin kitap, ansiklopedi, sözlük vb gibi imkanlar yerine laptop vesilesiyle elektronik ortamdan sunulması hem maliyetleri azaltacaktır hem de görünmeyen gizli bir problemin de çözülmesini sağlayacaktır. Nedir bu problem? Bizim ülkemiz de dahil pek çok ülkede öğrenciler, gereksinim duydukları öğretimm malzemelerinin tamamına erişememektedir. En iyi şartlarda zorunlu ders kitaplarını edinebilmekte ve çocuklar bu kitaplardan öğrenebilmektedir. Oysa bir ansiklopedi takımına, bir sözlüğe sahip olmak ne yazık ki sadece maddi imkanı olan aileler için söz konusudur. Bilgisayarın okullara girmesiyle bu pahalı malzemeler de ucuzlayacak ve öğrenme eşitliği de sağlanmış olacaktır.Laptop ile bilişim imkanı sadece öğrenciye değil doğal olarak öğretmenlere de faydalar sağlayacaktır. Öncelikle günümüzde öğretmenlerin de kendilerini sürekli güncel tutmaları gerekmektedir. Bu sadece müfredat bilgisi ile sınırlı değil, aynı zamanda dışarıdaki dünyanın değişmez bir parçası haline gelmiş olan bilgisayar, internet, elektronik yaşam konularını da kapsamaktadır.Öğretmenler bir yandan bu alanda da öğrencilerine yön gösterebilecek düzeyde bir dijital kültür sahibi olacaklar diğer yandan ise kendi branşları ile ilgili olarak dünyadaki tüm gelişmeleri yakinen takip edebileceklerdir.Bir başka imkan da özellikle uzmanlaşma gereken konulardaki öğretmen sıkıntısının enaza indirilmesi ile ilgilidir. Örneğin her okulda İtalyanca öğretmeni bulunmayabilir, ama İtalyanca öğrenmek isteyenler, laptop altyapısı ile edinebilecekleri birbiri ile iletişim kurabilme imkanları ile uzak mesafedeki bir İtalyanca öğretmenin derslerini de bilgisayarlarından izleyeme imkanına sahip olabilecekler.LAPTOPLU EĞİTİM DENEYİMLERİYukarıda da belirttiğim gibi bu konuda yola çıkmış olanlar, kendilerinden önce ne gibi deneyimler yaşanmış olduğu konusunda da araştırma yapmışlar. İşte bunlardan bazı örnekler:Bu alandaki ilk girişim, daha 1989 yılında Avustralya’nın Melbourne şehrinde yapılmıştır. 5-12. sınıflar arasındaki öğrencilere Toshiba laptopları verilerek, okula laptopları ile gelmeleri sağlanmıştır.Bunu dünyanın değişik ülkelerindeki deneyimler izlemiş. Örneğin Kosta Rika, örneğin Kamboçya, örneğin ABD, örneğin Fransa.Kamboçya’da iki köy okulda 50 bilgisayar ile bu denenirken, ABD’nin Maine eyaletinde tüm ortaokul ve liselerde öğrencilerin laptopları ile okula gelmeleri sağlanmıştır. ABD’de bu girişimin devamında tüm ülke sathında bin okulda benzer uygulamalar gerçekleştirilmiştir.Peki pratik sonuçlar nelerdir? ABD’de Saul Rockman’ın dört yıl boyunca 50 okulda yaptığı araştırma sonuçlarından bazıları şunlar:1. Laptoplu programlarda görev alan öğretmenler, verdikleri ödevlerle ekip çalışmasını güçlendiriyor, yine de her bir öğrencinin kişisel sorumluluk almasını sağlıyor.
2. Gerek öğretmenler gerekse de öğrenciler okul hayatında daha dinamik. Sıralarında oturup ders dinlemek yerine, bir araya gelip ortak proje yapıyorlar.
3. Bu sayede öğretmenlerin sınıf içinde anlamayanların yanına gidip, konuyu bir kez de onlar için tekrarlaması işi azaltıyor.
4. Laptoplu sınıflarda öğrenme süreci daha ziyade öğrencinin kendi kendine verdiği direktifler sayesinde gerçekleşebiliyor.
5. Laptoplu sınıflarda çalışan öğretmenler, daha çok sunum şeklinde ödevler veriyor ve bunların değerlendirmesi de ödevi yapan öğrenci tarafından kendi kendine verilecek düzeye dek gelebiliyor.
6. Gerek öğretmenler, gerekse de öğrenciler teknolojik konularda çok daha hızlı deneyim kazanıyor.
7. Öğrencilerin organizasyonel becerileri artıyor; çünkü gerek bilgisayarlarındaki bilgileri kullanma gerekse de kendilerine verilen işleri zamanında bitirme gerekliliği var.
8. Öğrencilerin %76sı kağıda ödev yazmak yerine laptopa yazmaktan hoşlanıyor.
9. Öğerncilerin %80i, laptopa yazılmış bir metnin düzeltilmesini, kağıda yazılmış olandakini düzeltmeye göre daha kolay buluyor.
10. Öğrencilerin %73ü laptopla yaptıkları ödevlerden daha yüksek not aldıklarını belirtiyor.Şimdi bir de işin psikolojik boyutuna bakalım. Acaba çocukların eline silah mı vermiş olacağız?Öncelikle şunu belirtmek gerek. Bu proje kapsamındaki laptopların doğrudan internete erişimleri söz konusu değil. Bu bilgisayarlar, kendi içlerinde bir iletişim altyapısı oluşturacaklar. Yani birbileri ile temas halinde olacaklar ama onun dışındaki elektronik dünyaya erişim imkanları olmayacak.Bu demektir ki çocuklar eğitim hayatı boyunca en azından bu laptoplar sayesinde internet okyanusuna erişip de orada kötü alışkanlıklar edinme imkanına sahip olamayacaklar. Peki bir başka noktaya bakalım. Bu öğrenciler, her ne kadar bu laptoplar sayesinde internete ulaşamayacaklar ama internete ulaşmak, oradan istifade etmek için gerekli olan tüm teknik bilgiyi öğrenmiş olacaklar. Bu bir sorun teşkil etmez mi?Soruya pratik açıdan yaklaşalım. Günümüz dünyasında bu ya da başka bir yol; genç kuşaklar dijital kültüre illa ki ulaşmaktadır. Laptoplu proje modelini sırf bu yüzden olumsuz bulmak biraz pire için yorgan yakmaya benziyor.Şu örneklere bakın: Şişe ile bir insanın kafasına vurarak o kişi öldürülebilir; o halde şişeleri yaşamımızdan çıkaralım. Karayolu ve taşıt kullanılarak suç işleyen birisi kaçıp gidebilir, o halde yolları ve taşıtları yaşamımızdan çıkaralım. Elektrik çarpar; o halde evlerimizde elektrik kullanmayalım.Bu örnekler çoğaltılabilir. Hepsinde de ortak bir özellik var (dijital kültür, internet de buna dahil). Burada yaşamımıza girmiş ve ondan azami ölçüde istifade etmekte olduğumuz şeyler (şişe, karayolları, taşıtlar, elektrik, internet) birer araçtır. Araçlar insanlar iyi şeyler yapsınlar, yaşamları kolaylaşsın diye geliştirilmiştir. Ancak istisnasız her aracın da kötü amaçlar için kullanılması olasıdır.Bir aracın kötü bir amaç için kullanılması, o aracı kötü yapmaz; yapsa yapsa onu kötü amaç için kullanan özneyi kötü yapar.Dijital kültür, internet kavramları söz konusu olduğunda da durum aynı. Bu araçlar kötü değildir; ama onu kötü amaçlar için kullanan kötü insanlar vardır.İkinci bir nokta var. Dijital kültürü, elektronik yaşamı, yetişmekte olan gençlere bu tür bir program çerçevesinde vermek yerine, kendi kendine öğrenmeye bırakırsak (şu an yaptığımzı o) bu sürecin ne şekilde geliştiği yönünde bir kontrolümüz olmayacak. Çocuğumuzun eğitim öğretim hayatını tesadüfe bırakıyor muyuz? Çevresindeki arkadaşlarından gitsin öğrensin mi diyoruz, yoksa planlı programlı bir şekilde hareket eden bir eğitim kurumunu mu tercih ediyoruz?Burada da aynı durum söz konusu. Çocuk arkadaşları vasıtasıyla bilgisayarı öğreniyor, sonra eve bir bilgisayar aldırıyor ve kendi kendine eğitimini sürdürüyor. Ne öğreniyor, ne şekilde öğreniyor, ebeveynlerin hiçbir fikri yok. Oysa böyle bir model aslında temel teknoloji öğrenimini de belli bir disipline, formata sokmuş olacaktır.Bir başka deyişle ebeveynlerin de artık bu alanda bilinçlenme zamanı gelmiştir. Malum en güvenilir sistem hiç kullanılmayan sistemdir ama yaşamdan geri kalmamak için de sistemleri kullanmaya gereksinimimiz var. O nedenle ebeveynlere de çok iş düşmekte. Nedir bunlar?Öncelikle çocuklarının dijital kültürden geri kalmamaları gerektiğini kabul etmeleri gerekir. Geri kalmamaları için yapılması gereken doğru şeylerin neler olduğu konusu henüz “hap haline getirilmiş” bir olgu değildir. O nedenle güvenilir olduğuna kanaat getirdikleri imkan ve kaynakları kullanarak, bu alandaki bilgi açıklarını kapatmaları gerekir.Bu açığı kapatmanın en kolay yollarından birisi de bu alanda teorik bilgiden öte, kullanıcısı olarak, pratik bilgiye sahip olmaktır. Yani ebeveynler de kendi yaşam modelleri çerçevesinde bilgisayar ve internet kullanımını kişisel hayatlarına dahil etmelidirler. Bugün evimizdeki cihazlardan, bilgisayar hariç, hangisini kullanmayı anne babalar değil de çocuklar biliyor?Bu temel bariyer aşılabilirse, sorun kalmayacaktır. 100 dolara laptop projesi ülkemizde de hayata da geçtiği taktirde bu sadece çocuğun değil, tüm ailenin bilgisayar ve internet okuryazarlığını artırmayı sağlayabilecektir.BİLGİSAYAR KAMPANYALARIÜlkemizde son dönemde çeşitli kampanyalar yapıldı, yapılmakta. Öğretmenlere yönelik bir kampanya daha tam nihayete eremeden, son olarak Türkiye Bilişim Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜBİSAD)’ın, yeni başkanı Sayın Orhan Göksal liderliğinde okullarına yönelik bir kampanyası televizyon reklamları ile birlikte gündeme geldi.Bu kampanyada amaç, toplam 17 milyon öğrenciye karşılık 240 bin bilgisayara sahip okullarımızdaki bilgisayar sayısını bir milyona ulaştırmak. Bir başka deyişle 71 öğrenciye bir bilgisayar düşerken, bir milyon bilgisayarın temin edilmesi durumunda bu oran 17’de 1’e yükselecektir.Kampanya modeli, bağışçıların TÜBİSAD’a diledikleri rakamda bağışta bulunmaları ve toplanan bu bağışların, DMO aracılığıyla, özellikleri bakanlık tarafından belirlenmiş olan bilgisayarlardan satın alınmasında kullanılması ve gereksinim duyan okullara gönderilmesi şeklindedir.Elbette ki mevcut koşullar çerçevesinde TÜBİSAD’ın bu kampanyası bilgisayarlaşma açığının ciddi bir oranda kapanmasını sağlayacaktır. Ancak finansal anlamda bir milyon bilgisayar satın almak, sadece KDV muafiyeti dışında maliyete bir katkıda bulunamamaktadır – çünkü kaç tane bilgisayar almaya yetecek kadar bağış toplanacağı bilenememektedir (kampanya bir milyon figürüne ulaşana dek devam edecek denilmekle birlikte, gelen bağış bu amaca ulaşmayı hiçbir zaman sağlayamayabilir).Dünyada bu tür gelişmeler söz konusu iken Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere yönelik, ya da TÜBİSAD’ın okullarımıza yönelik bu türden kampanyalarının da bu imkandan istifade edecek şekilde dönüştürülmesi değerlendirilebilir. Çok basit bir hesaplama ile bir milyon bilgisayar satın almak için gerekli olan para ile bunun 4-5 misli adette, yani 4 ya da 5 milyon tane laptop alınabilir.Bir başka hesaplama ile bu kampanya kapsamında ancak 200-250 bin adet temin edilebilecek bilgisayar için gerekli olan para ile 100 dolara laptop düşüncesinin temel kriteri olan en az bir milyon laptop almak için gerekli olan bedel temin edilmiş olur.NE YAPMALI?100 dolara laptop projesi oldukça yeni. Ama bir gerçek var ki 2006 yılının ikinci yarısında bu projeye emek ayıran ilk ülkeler, laptoplarını öğrencilerine dağıtıyor olacak.HDLC oluşumunun temel koşullarından birisi de bu projenin kar amacı gütmek yerine öğrenme sürecine katkıda bulunmak olduğunu temin etmek üzere, konuya ilgi duyacak ülkelerin, projeye hükümet düzeyinde dahil olmaları. Bu projeye katkı sağlayacak diğer tüm oluşumlar bu şemsiye altında biraraya gelebilir.Ülkemizde Tevhidi Tedrisat Kanunu ile genç cumhuriyetin daha ilk yıllarında, eğitime ne kadar önem verildiği ve eğitimde fırsat eşitliğinin bir özdeğer olarak benimsendiği ispat edilmiştir. Belki de 100 dolara laptop türünden bir proje, en az bu kadar önemli bir adımın daha atılmasını sağlayacaktır.
Bugün çantalarında laptoplarıyla okula gidecek olanlar, yarın kendilerine bu imkanı sağlayanları asla unutmayacaklardır. Bakalım bu fırsat, hangi vizyon sahibi hükümete (ya da devlet kurumuna) yar olacak.
posted by gildorx @ 7/22/2005 02:57:00 ÖS,
No comment,
e-İmza Uygulaması Başladı
2005/07/19
19.07.2005 05:06 - Telekomünikasyon Kurumu dün gece Ankara Bilkent Otel'de düzenlediği bir toplantı ile e-İmza uygulamasının başladığını duyurdu. Haziran ayı içinde Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı firmalara sertifikaları verilmişti.
Bilkent Otelindeki toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, e-imzanın, bilgi toplumuna geçişte kilometre taşlarından birisi olduğunu ve SSK bildirgeleri ile vergilerin elektronik ortamda hazırlanabilmesine olanak sağlandığını söyledi. Toplantıda kamu kurumlarına e-imza sertifikası sağlamakla görevlendirilen TÜBİTAK tarafından üretilen ilk e-imzalar Şener, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve diğer üst düzey yöneticilere verildi. Şener, kendisi için üretilen e-imzayı platformdaki bilgisayarda kullanarak, aktif hale getirdi. Elektronik imza uygulamalarının denetlemesini Telekomünikasyon Kurumu yapacak. Kurum Başkanı Tayfun Acarer, kamu çalışanlarının e-imza sertifikalarını TÜBİTAK’tan alacaklarını söyledi. TÜBİTAK Başkan Vekili Prof. Dr. Nüket Yetiş ise, e-imza uygulamasında uluslararası standartlarının uygulandığını söyledi.
posted by gildorx @ 7/19/2005 05:06:00 ÖÖ,
No comment,
OS/2 Tarih Oluyor
2005/07/17
17.07.2005 09:38 - IBM'in talihsiz işletim sistemi artık tarih oluyor. IBM OS/2 satışlarının 23 Aralık 2005 tarihinde durdurulacağı duyurdu. Bu ürüne olan destek ise 31 Aralık 2005 tarihinde sona erecek. IBM, OS/2 yerine kullanıcılarına linux'u düşünmelerini önerdi. Kaynak : fazlamesai.net
posted by gildorx @ 7/17/2005 09:38:00 ÖÖ,
No comment,
GCC 4.0.1 duyuruldu
2005/07/15
15.07.2005 09:41 - GCC'nin 20 Nisan'da çıkan 4.0 sürümünün hatalarından arındırılmış hali GCC 4.0.1 duyuruldu. Bu sürümle buradaki hatalar düzeltilmiş oldu.
posted by gildorx @ 7/15/2005 09:41:00 ÖÖ,
No comment,
10 Yaşındaki Kız Microsoft Certified Oldu ve C# Kodlamaya Başladı
posted by gildorx @ 7/15/2005 06:55:00 ÖÖ,
No comment,
Viyana GNU/Linux'a Geçme Operasyonuna Başladı
2005/07/11
11.07.2005 05:28 - Viyana, tıpkı Münih gibi radikal bir bilgi işlem dönüşümüne hazırlanıyordu ve bu iş için yine ağır yük işçisi, kara gün dostu Debian seçilmişti. Son alınan haberlere göre Viyana operasyona başladı. Viyana Belediyesi, 2006 yılına dek yaklaşık 16.000 bilgisayarlık sistemini dönüştürmeyi ve açık kodlu özgür yazılım olan GNU/Linux tabanlı işletim sistemine geçmeyi planlıyor.
posted by gildorx @ 7/11/2005 05:28:00 ÖÖ,
No comment,
Vatandaşlık, Kişisel Bilgiler, 250 YTL Ceza ve Bilgi İşlem...
11.07.2005 03:49 - Bilgi almak, bilgi vermek. Devletin vatandaştan bilgi alması ve vatandaşın devletten bilgi alması. Garip bir asimetri. Söz gelimi artık adresinizi bildirmezseniz 250 YTL'den başlayan para cezasına çarptırılacaksınız. Bir başka habere göre ise İçişleri Bakanlığı, başlangıçta sadece nüfus kayıtlarının doğru düzgün tutulmasını amaçlayan Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi'ndeki (MERNİS) bilgileri, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kurumlarla paylaşacak. Kimlik Paylaşımı Sistemi Uygulama Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Elektronik fişleme tartışmalarını yeniden gündeme getiren yönetmelik şöyle işleyecek. Kaynak : fazlamesai
posted by gildorx @ 7/11/2005 03:49:00 ÖÖ,
No comment,
İnternet kullanımında sekizinciyiz !
2005/07/10
10.07.2005 13:03 - Türkiye'deki Internet kullanıcıları, eğlence amaçlı internet kullanımında dünya sıralamasında sekizinci oldu. Türkiye, 10.6 saat eğlence amaçlı (iş dışı internet kullanımı) kullanım ile dünya sıralamasında sekizinci sırada yer aldı. Haftalık 8.9 saat olan "iş dışı internet kullanımı" dünya ortalamasında başı haftalık 12.6 saat ile Tayvan çekiyor. Tayland'da haftada 11.7 saat, İspanya'da ise 11.5 saat iş dışı kullanım bulunuyor. Nop World isimli araştırma kuruluşunun dünya çapında gerçekleştirdiği Dünya Medya Alışkanlıkları Kültür Endeksi raporuna göre Türkiye'de medya eğlencesinin başında TV izlemek geliyor. Türk halkı haftada ortalama 20.2 saat TV izliyor, 13.3 saat radyo dinliyor ve 5.9 saat kitap okuyor. İş dışında Internet kullanımı ise haftada 10.6 saat. TV, Radyo ve Internet erişiminde dünya ortalamasının üzerinde seyreden ülkemiz insanı kitap okumada ise haftalık 6.5 saat olan dünya ortalamasının gerisinde. Türkiye TV izleme alışkanlığında dünya 4'üncüsü, radyo dinlemede dünya altıncısı, Internet kullanımında dünya sekizincisi ve kitap okumada ise dünya 18'incisi olarak endekste yer alıyor. TV izlemede haftada 22.4 saat ile Tayland, Radyo dinlemede haftada 20.8 saat ile Arjantin, kitap okumada ise haftada 10.7 saat ortalama ile Hindistan başı çekiyor. Kaynak : www.haber7.com
posted by gildorx @ 7/10/2005 01:03:00 ÖS,
1 comment,
Türk Telekom Kablosuz Internet tarifelerini belirledi
2005/07/06
Yarım saatlik (30 Dakika) 3,11 YTL
1 (Bir) Saatlik 60 Dakika 5,32 YTL
(İlk kullanımdan itibaren geçerlilik süresi 24 saat)
2,5 (İki Buçuk) Saatlik (150 dakika)10,65 YTL
(İlk kullanımdan itibaren geçerlilik süresi 24 saat)
5 Saatlik (300 dakika) 18,19 YTL
(İlk kullanımdan itibaren geçerlilik süresi 1 Hafta )
30 Saatlik (1800 Dakika) 73,02 YTL
(İlk kullanımdan itibaren geçerlilik süresi 1 Ay)
kaynak: BT Dünyası
tarifeler: TTwinet
posted by gildorx @ 7/06/2005 05:27:00 ÖS,
No comment,
İnsan Zihni Sayısal Mı Analog Mu?
2005/07/04
04.07.2005 06:00 - İnsan zihninin bir bilgisayar gibi ayrık süreçler halinde çalıştığı teorisi bilişsel bilimdeki önemli paradigmalardan biridir. Cornell Üniversitesi'nde son gerçekleştirilen çalışmalardan birine göre ise insan zihninin çalışması biyolojik organizmalar gibi: gri alanlar arasında geçiş yapan dinamik bir süreklilik. Proceedings of the National Academy of Sciences'ın son sayısında yer alan, Cornell'de çalışan psikodilbilimci Michael Spivey'in önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerine bazı sözcükler söylenip ekranda bunların resimleri gösterildi ve fareyi kullanarak doğru resmi seçmeleri istendi, ardından da benzer sözcük durumunda öğrencilerin fare hareketlerinin izleri takip edildi. Bu çalışma, dil anlamanın ayrık değil sürekli olduğuna dair önemli bulgular içeriyor. Spivey'e göre "onyıllar boyunca bilişsel ve sinir bilimlerinde zihinsel süreçler ayrıkmış gibi ele alındı, bir bilişsel modülden diğerine ileri beslemeli bilgi akışı şeklinde. Son zamanlarda ise bizimkinin de dahil olduğu pek çok çalışma, dinamik sistemler yaklaşımını destekliyor. Bu modelde algılama ve bilişsel işlevler yüksek boyutlu bir zihin uzayında matematiksel olarak tanımlanan sürekli yörüngeler olarak ifade ediliyor. Sinirsel aktivasyon örüntüleri hem ileri hem de geriye doğru hareket edip doğrusal olmayan, kendi kendine organize olan ve ortaya çıkan (emergent) özellikler üretiyor -- tıpkı biyolojik bir organizma gibi."
Kaynaklar : http://www.medicalnewstoday.com
http://www.theregister.co.uk
http://www.pnas.org
posted by gildorx @ 7/04/2005 06:00:00 ÖÖ,
No comment,
Pi sayısı hesabında dünya rekoru: 83bin431'inci basamak...
2005/07/03
Haraguchi, kendisinden önce, pi sayısının ancak 42 bin 195’inci basamağını hesaplayan başka bir Japonun Guiness Rekorlar Kitabı’ndaki yerini almayı bekliyor. Matematikteki ünlü pi sayısı, bir çemberin uzunluğu ile çapı arasındaki sabit oranı gösterir. Pi’nin hesaplanması, çok eski çağlardan beri araştırma konusu oldu.
Pİ SAYISI NEDİR?
(p) Eski çağlarda yaklaşık değeri 3 olarak düşünülen pi sayısı bir dairenin çevresinin çapına olan oranını ifade eder.Arşimed pi için yaklaşık bir sayı bulmaya çok istekli idi. Bu değerin 3 1/7 ile 3 10/71 arasında olduğunu gösterdi. Daha sonra pek çok matematikçi pi sayısı için daha yakın değer bulmaya çalıştılar.
Wallis (1616 -1703 ) pi sayısını gösteren
p 2n .2n
----- = ----------------------
2 (2n-1).(2n-1)
yaklaşımını buldu. Gregory(1638 -1676) pi sayısı için sonsuz terimli bir seri ortaya koydu.
p/4 = 1-1/3 +1/5-1/7+1/9-1/11+...........
Pi sayısı M.Ö. 20 yy kadar eski tarihi ile insanları çok uğraştırmıştır. Tekerleğin icadından bile önce insanlar daire denen şekli farkettiler ve çapı ile çevresi arasında bir ilgi olduğunu buldular. Yunan alfabesindeki 13. Harf olan pi harfi ünlü matematikci Euler in kullanması ile populer hale geldi. Dairenin çevresinin çapına olan oranının aynı olduğunu farkeden insanoğlu bu sayıyı bulmaya çalıştı. Yukarıda bahsettiğimiz ana gelişmelerin dışında çeşitli zamanlarda çeşitli pi sayısı kullanıldı, tabi o zaman bu bir çevre çap oranı idi,pi sayısı henüz terminolojik olarak yoktu.
Çinliler: 3
Batlamyos :377/120
fibonacci :3.141818
Tarafından böyle farklı değerde kullanılan pi sayısı nasıl bir sayıdır. Pi sayısı m ve n bir tamsayı olarak kabul edildiğinde m/n şeklinde yazılamayan bir sayıdır yani irrasyoneldir. Pi sayısı aynı zamanda bir cebirsel sayı değildir. Yani bir cebirsel denklemin kökü değildir. İrrasyonel bazı sayıların cebirsel olduğu göz önüne alınırsa karekök 2 gibi Pi sayısı cebirsel olmayan bir irrasyonel sayıdır. Böyle sayılara ‘ Aşkın ‘ adı verilir ilk kez Euler tarafından Pi sayısının aşkınlığına işaret edilmiştir. 1947 yılında ENIAC tarafından 2035 . basamağa kadar hesaplanan Pi sayısını daha çok merak ederseniz bu sayıyı gösteren Pi sayısı kitabını alınız ve bir cilt dolusu rakamla uğraşınız. Yok istemem derseniz aşağıdaki Pi değeri ile idare ediniz.
p = 1415926535897932384626433832795028841971693993751058
20974944592307816406286208998628034825342117067982148086 5132823066470938446
Kaynak : Hürriyet
posted by gildorx @ 7/03/2005 05:48:00 ÖS,
No comment,